Ben bir beyinim, Watson. Geri kalan yalnızca bir ilave.
Arthur Conan Doyle, Mazarin Elması
İngiliz olduğunu hatırladığım fakat adını çıkaramadığım bir hafiyenin sözleriydi bunlar. Beynimiz, ben dediğimiz şeyin çoğu. Omuzlarımızın üzerinde vücudumuzun kalanıyla ilgisiz duran ve hep ileri bakan. Yeni doğmuş bir bebekte en ham organ yine beyin, olgunlaşması yıllar alıyor. Yaşamın ilk gününden itibaren dış etkilere açık bir gelişimin sonucu ortaya çıkabilen hastalıklarla çocuk nörolojisi ilgileniyor.
Kafamın içinde ben olmayan bir şey var. Pink Floyd
Bir çok nörolojik hastalık önce davranışsal sorunlarla karşımıza çıkıyor. Ders başarısında ani düşüş, birden ortaya çıkan hırçınlık atakları, çocuğun ödevlerini yapmayı unutması ve umursamaz tavırları. Bu dönem bir kaç ay sonra bir sara krizi veya başağrısı atağıyla sonuçlanıyor.
Aşı sonrasında nöbeti olan bir bebek, ateşli iken de nöbetler geçiriyor. Beyin dalga analizi (EEG) ve MR görüntüleme yönlendirici olmuyor. İyi huylu ateşli nöbet tanısıyla izlenirken uzun süren bir soğuk havale geçiriyor. Sonrasında dengesiz yürüyüşü ve zeka sorunları ortaya çıkıyor.
Beynimiz davranışlarımızı, hareketlerimizi, kalp atışımızı ve solunumumuzu, kalan ilavelerin uyumlu çalışmasını kontrol ediyor. Beynin hastalıkları da farklı şekillerde ortaya çıkıp zamanla biçim değiştiriyor. Önce başka tanı düşündüğünüz bir hastada zaman içinde yeni ipuçları yakalıyorsunuz.
Bir beynin bir çok biçimde ortaya çıkan ve zamanla değişen hastalıklarına tanı koymak için çok beyin gücü gerekiyor. Geriye kalanlar ise yanlızca bir ilave.
Doç Dr Barış Ekici
Çocuk Nörolojisi, Pediatrik Nöroloji, Çocuk Nöroloji